Son dönemde mimari de sıkça tartışılan konulardan bir tanesi
de özgün ve orijinal yapıların üretilememesi olmuştur. Genel olarak mimarlar
tarihimizi ve kültürümüzü bilmemekle, yaptıkları özgün yapılarda dahi kendi
kültürümüze ve sosyal yaşantımıza uzak, Avrupai tarzda yapılar üretmekle
suçlanmaktadırlar. Bu tür tartışmaların yaşanması bir nokta da oldukça ümit
vericidir. Çünkü Aslan yattığı yerden belli olur, gibi atasözlerimizin de
direkt olarak işret ettiği gibi yaşadığımız yerler bizim karakterimizi ve
ruhsal yapımızı şekillendirme de oldukça önemli bir rol almaktadır. Gündelik
siyasi tartışmalardan sıyrılıp sanatla,edebiyatla ve mimariyle ilgili
tartışmalar da bulunmamız gelişmeye başladığımızın önemli bir göstergesidir. İç
mimarlık ofislerinin sayılarının artması da bu noktada ümit verici bir
gelişmedir. Yaşadığımız yerleri şekillendirirken aynı zamanda hayatımızı ve
karakterimizi de şekillendirmiş oluruz. Örneğin yıllarca kültürümüzde tuvaletin
doğrultusu kıbleye dikey olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu kültürümüzün sahip
olduğu ince zarafetin bir temsilidir. Ya da yatak odalarının mahremiyete uygun
şekilde evden izole edilerek tasarlanması yine ahlaki ve kültürel incelikleri
tasavvur eden bir zihnin ürünleridir. Yalnızca dini ya da kültürel boyutta
değil pragmatik açıdan da dar alanlarda alandan ve zamandan tasarruf
edebileceğimiz alanlar yaratabilen iç mimari dekorasyon ofisleri
bulunmaktadır. Mekan tasavvuru modernite
de ilk ortaya çıkan özelliklerden biridir. Moderniteyle birlikte odalar
ayrılmaya başlamış, evin içerisinde uşakla efendinin odaları, çocukların, aile
büyüklerinin odaları ayrılmıştır. Ev dekorasyonu psikanalitik açıdan hayatta ki
önceliklerimizi gösteren tasarımlardır.
Türkiye de iç mimarlık ofislerinin sayıları son on yılda
müthiş bir artış göstermiştir. Bu durum artık farklı tasarımları ve farklı
yöntemleri oldukça önemseyen bir topluma sahip olduğumuzun göstergesidir.
Eskişehir iç mimarlık ofislerinin sayıları da oldukça artmıştır. İç mimari
dekorasyon alanında faaliyet gösteren bu ofisler uzman mimarlar ve
tasarımcılarla çalışmakta, profesyonel destekler sunmaktadır. Eskişehir iç mimarlık açısından oldukça gelişmiştir.Peki iç mimarlık genel mimari içerisinde
nerede yer almaktadır? İç mimarlık modern mimari içerisinde mimari farklılığın
tam öznde yer almaktadır. Çünkü çağımızda gelişen teknolojiyle birlikte yeni
dış mimari kalıpları değiştirebilmek, genel patternlerin dışında bir proje
yaratabilmek oldukça zordur. Hem ekonomik külfetler hem de kullanılacak malzeme
genel olarak hep aynı kalıplar ve aynı mimari projeler için üretilmektedir. Dış
mimari de ki bu aynılık, iç mimarinin daha önem kazanmasına sebebiyet
vermiştir. Üstelik artık her yer de müthiş bir betonlaşma ve yapılaşma
görülmektedir. Merkezi bölgelerde yeni
yapılar inşa edebilmek için arazi bulabilmek imkansız hale gelmiştir. Bu
durumun neticesinde de yeni inşa edilen yapılar mümkün olabildiğince işlevsel,
göze hoş ve estetik tasarlanmaktadır. Hem göze hoş, hem insan ruhuna seslenen
yani estetik kılınabilen hem de mimarın elinde ki dar alanı mümkün olduğunca
verimli kılabilmek için iç mimari hayati bir rol üstlenmektedir.
İç mimarlık genel toplum kanısında mobilyaların ve
çevresinde ki eşyaların nasıl ve nerde olması gerektiğiyle uğraşan bir alan
gibi lanse edilmektedir. Oysa iç mimarlık sizin ruhunuzu yansıtır.Dekorasyon
yalnızca mobilyaların nerede olacağı sorunsalı değildir. Sizin nasıl bir evde
ya da ofiste nerede oturup çocuklarınızı ya da dostlarınızı nerede
ağırlayacağınızla, işinizi saatlerce bunalmadan
ve strese girmeden nasıl bir yerde yapacağınızla ilintilidir. Sanat
yalnızca görmeyi değil göstermeyi de amaçlar. Sizin oturduğunuz açıdan
karşınızda gördüğünüz parça artık sizin iç dünyanıza ait olan bir yerdir. Eski
Yunanca’da görmek bir şeye maddi anlamda sahip olmak demektir. Büyük bir
mütefekkirin dediği gibi de ‘güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen
hayatından lezzet alır.’